top of page

İçinde Arif Esin’in de bulunduğu çalışır halde duran otomobile 20-25 yaşlarında tabancalı iki genç bindi. Arif Esin sonrasını şöyle anlattı: "Her şey 35-40 saniye içinde oldu. Nereden çıktıklarını göremedim. Birden arabaya atladılar. Önce beni fark etmediler. Yanımda eşimden aldığım ampul setinin olduğu kalınca bir tahta vardı. Onunla vurabilir, yaralayabilirdim. Ancak silahları vardı. Ailemi düşünüp sakinleşmeye çalıştım." 

Esin’le otomobile binen iki hırsız arasında şu diyalog geçti:
    Çocuklar ne yapıyorsunuz?
     - Siz kimsiniz? 
     Ben profesör doktor Arif Esin’im. Buyurun bu da kartım.
     - Hııı... Tamam abi, iyi oldu bu. 
     Hadi çocuklar kenara çekin ve kaçın. Bakın otomobilin ön camında görevli kartı var. Nasılsa yakalanacaksınız, bırakın gidin.
     - Yok abi, polis bizi yakalayamaz. Korkma, sana da bir şey olmaz. Biraz gezeceğiz hepsi bu. 
     Tamam bari bir şişe viski alalım, gezerken içeriz.
     - Biz alkollü araç kullanmıyoruz, yasak abi. Sizi Maslak’ta bırakır gideriz.

20 dakika sonra otomobil, Beşiktaş’tan Yıldız’a dönmek için kırmızı ışıkta durdu. Esin, kendini araçtan atarak kurtuldu.

Arif'in Arabası

Yer Bebek... Saat 00.15

1962 yılında yakınımızdaki Aksaray Mahmudiye Deneme İlkokulunda 431 numara ile öğrenim hayatıma başladım. O zamanlarda yeni denenen bir sistemin birkaç okulundan biriydi. Sınıflarımızda sıra yerine üzerinde örtü ve çiçek bulunan masalar vardı ve her masada 6 kişi beraber oturuyorduk. İlk gün dedem Azmi bey (namı diğer akbaba, bu lakap diğer veliler tarafından dedemin bem beyaz gür saçlarından dolayı verilmişti) beni okula götürdü ve çıkışta da beni gelip alacağını söyledi. Sonra zil çaldı ve ben okulun bahçesine koşarak beni gelip alacağını söyleyen dedemi aradım, yoktu. Başladım ağlamaya, öğretmenim Melahat Saraçoğlu hanım hemen yanıma gelerek beni bağrına bastı. Bu an benim öğretmenim için duyduğum en değerli ilk hatıradır. Bana bu zilin teneffüs için çaldığını ve bundan sonraki zilde okuldan çıkacağımızı söyledi, sakinleştim. Deneme okulu özelliğinden gün ortasında uzun tek teneffüs uygulanıyordu. Bu arada benden başka hiçbir çocuğun bu halde olmadığını fark edince de arkadaşlarımdan ve öğretmenimden utandım.

Alper Torun

Please reload

Hatıralar

Okul hayatımız boyunca bizlerin hafızalarında yer etmiş unutamadığımız hikayeler...

bottom of page